7 Kasım 2013 Perşembe

Koku (film)

Sevdiğimiz her şeyi saklamak, sadece ve sonsuza dek bizim olsun isteriz. Somut anlamda onu sığabileceği boyutta bir kutuya koymak belki ya da soyut anlamda aklımızda, ruhumuzda hapsetmek isteriz. 


18. yy'da Fransa'nın yoksul bir balıkçı kasabasında, dünyanın en ağır kokularının arasında doğar Jean-Baptiste Grenouille. İnsani pek çok tarafı eksiktir ancak tüm bu eksiklikleri tek bir yeteneğinde fazlasıyla toplanacaktır; koku almak...

Dünyanın güzel ya da berbat tüm kokularını derinlemesine hissetmek, çılgınca bir koku duyusuna sahip olmak, eşi bulunmaz bir yetenek olacak belki, ancak bu yetenek bir katilin sevdiği kokuları saklamak tutkusuna döndüğü noktada sorgulamaya başlayacağız; o cezalandırılması gereken bir günahkar mıdır yoksa dünyaya büyük bir yetenekle gelmiş özel bir insan mı?



Patrick Süskind'in Koku adlı romanından uyarlanan film, kitabı okuyan pek çok kişinin hayal ettiğine yakındır. Sarsılmak, tiksinmek, mutlu olmak, acımak, affetmek, kötü ve iyiyi aynı anda hissetmek ve daha pek çok kavramı anlatabilme becerisi anlamında da başarılıdır. 

En son Bulut Atlası'nda yine oldukça güzel bir hikayenin içinde gördüğümüz Ben Whishaw Koku'da, bir roman kahramanı olan Jean-Baptiste Grenouille adete can vermiş, perdeye yansıyan yüzü olmuştur.

Yalnızca dünyanın tüm güzelliklerini küçük bir parfüm şişesinde saklayabilme arzusuydu onunkisi, cenneti görmek ve orada yaşamak istiyordu.


2 yorum:

Mia Wallace dedi ki...

bu harika filmin kitabı asıl.. ah ne güzel :)

Cesi Ces dedi ki...

Eskiden izlediğim bir film.Etkileyici idi...