13 Aralık 2018 Perşembe

Gammaz Yürek


"Beni deli sanıyorlar ama yanılıyorlar, deliler ne yaptığını bilmez oysaki ben nasılda zekice planlamıştım her şeyi. Anlatayım, dinleyin de görün."

Edgar Allan Poe'nun Gammaz Yürek'inden bir itiraf sadece bu. Üstü zarla kaplı, soluk mavi bir akbaba gözüydü onu hasta eden ve ihtiyarı öldürmesine sebep olan.

Aynı evde yaşadığı ihtiyar adamı bir hafta boyunca, her gece üzerine kara bir örtü örttüğü fenerle yatak odasından kafasını uzatıp izlemesi ve nihayetinde yedi koca gece sonunda o gözden kurtulmasının öyküsü Gammaz Yürek. 

Yazarın belki de en çarpıcı öykülerinden biri. İnsanı yoğun bir merak duygusuyla diri tutan, rahatsız eden ve şaşırtan bir hikaye.





7 Aralık 2015 Pazartesi

Out of Time


Yolda...

Bas gitar ve davul...

Büyük bir fanus içinde başın. Aynı ritmde çalan müzik, tekrar tekrar döner durur aklınızın kıvrımlarında. Uzağı göremeyen gözlerinizde büyür, cadde boyunca ilerleyen araba ışıkları. Bir an gelir, üzerinize gelen ışığın sizi içine alacağını ve yükseleceğinizi düşünürsünüz. 

Akşamüzeri yolda bir insan... bir baş... bir duygu... salınırsın...





8 Aralık 2014 Pazartesi

Bir Şarkının Peşinde


Bir Şarkının Peşinde orijinal adı Searching for Sugar Man olan 2012 yapımı bir Sixto Rodriguez belgeseli.

Güney Afrika'da baskının, ayrımcılığın, yasakların arasında bir adamın sesi yükselir, hakkında bilinen tek şey Cold Fact albümü ve tek kare görüntüsünün olduğu albüm kapağındaki fotoğrafından başkası değildir. Şarkıları yasaklanır radyoda çalınmaması için plakları çizilir fakat albüm tüm bunlara rağmen Amerika kıtasını aşıp Güney Afrika'ya ulaşmış ve burada milyonlara ulaşmıştır.

Müzisyen hakkında bir rivayet olur gider ki kiminin dediğine göre sahnede kendini yakarak intihar etmiş, kimi söylentiye göreyse evinde kendisini başından silahla vurmuştur. Bu adamın bir hikayesi olmalıdır ama nedense hiç kimse hiçbir şey bilmiyordur. 

Dünyaya şarkı söylemek için gelmiş ama yaşamın onu farklı taraflara sürüklediği bu mütevazi adamın hikayesini izledikten sonra insan kendisini mutlu hissediyor, birini daha tanımış olmanın mutluluğunu yaşıyor.

Güzel bir adamın iyi kotarılmış bir hikayesi olarak izletiyor kendisini Searching for Sugar Man. Ve başlıyor çalmaya Rodriguez, sugar man, sugar man...






22 Mayıs 2014 Perşembe

Children

Birbirlerinden tek farkları başları üzerinde yazılı olan adlarından başkası değildir. Toplu halde eğitilir, toplu halde yaşar, aynı şekilde eğlenirler. Ta ki içlerinden biri zinciri kırana dek. Bir yandan George Orwell'ın 1984'ü , diğer yandan Pink Floyd'un The Wall'u yükselir aklınızda;

We don't need no education.
We don't need no thought control.
No dark sarcasm in the classroom.
Teacher, leave those kids alone.

Hey, Teacher, leave those kids alone!

Children, ölüm marşı eşliğinde korkunç bir ütopya olarak izletir kendisini.




21 Mayıs 2014 Çarşamba

Zero


İçine doğarız dünyanın ve seçemeyiz kaderimizi, rengimizle geliriz dünyaya. Bazıları sıfırda başlar hayata; belki yalnız, belki istenmeyen, kısaca diğerlerinden farklı..

Sıfır olmak, hep yalnız ve hep istenmeyen demek değildir, bu kötü kader yine Zero tarafından değiştirilecektir. 

Sıfır olmak tüm bunların yanında aslında içinde var olan o muhteşem gücün farkında olmamak demektir ve nihayet iki sıfırın bir araya gelmesi dünyada görülmemiş bir güç ortaya çıkaracaktır; o da sonsuz olur.


                                                                                                            Yönetmen Christopher Kezelos (2010)

Ayrıca bakınız: The Maker

20 Mayıs 2014 Salı

Göçmüş Kediler Bahçesi


En doğru masal anlamadan korktuğumuzdur diye başlar öykülerine Bilge Karasu. Saat mantığıyla birden başlar ve on ikinci öyküye dek sürer. Sonra gece olur, gong çalar, masallar gece yarısı hikayelerine dönüşüverir. Her öykünün başında bir başka hikaye sizi bekler. Masalların biri biter biri başlar birisi de kitap boyunca sürer gider derken...

Ürkütür bu adam, düşündürür, sersemletir sizi ve sevdirir yazıyı. Cümleleri şahsına münhasır, kelimeleri tıpkı kendi gibidir. Usuma düştü der, onun tarzı kendincedir.

Altıncı saatin masalı dehlize giden adam olur; bir ışığın peşinden saatlerce, günlerce gidip duran adam ışığı bulduğunda artık çoktan göremez olmuştur.

Usta Beni Öldürsene, yedinci masaldır; bir ip cambazının yüzündeki ben büyür ölümüne yakın, her sanatçısının bir sonu vardır, o sonunu vücudunda taşıyacaktır.

Türk edebiyatının güzel yüzü Bilge Karasu; iyi ki var olmuş, iyi ki yazmış, iyi ki bize bırakmış hikayelerini.