Sevdiğimiz her şeyi saklamak, sadece ve sonsuza dek bizim olsun isteriz. Somut anlamda onu sığabileceği boyutta bir kutuya koymak belki ya da soyut anlamda aklımızda, ruhumuzda hapsetmek isteriz.
18. yy'da Fransa'nın yoksul bir balıkçı kasabasında, dünyanın en ağır kokularının arasında doğar Jean-Baptiste Grenouille. İnsani pek çok tarafı eksiktir ancak tüm bu eksiklikleri tek bir yeteneğinde fazlasıyla toplanacaktır; koku almak...
Dünyanın güzel ya da berbat tüm kokularını derinlemesine hissetmek, çılgınca bir koku duyusuna sahip olmak, eşi bulunmaz bir yetenek olacak belki, ancak bu yetenek bir katilin sevdiği kokuları saklamak tutkusuna döndüğü noktada sorgulamaya başlayacağız; o cezalandırılması gereken bir günahkar mıdır yoksa dünyaya büyük bir yetenekle gelmiş özel bir insan mı?